Düşünen Müzik

Dünyada ve ülkemizde, toplum hayatı ile yaşamlarımızı büyük ölçüde etkileyen doğa hadiselerine, salgınlara, ekonomik ve sosyal krizlere, olağanüstü süreçleri yaşayarak şahit olmaktayız. Bunların yarınların yeni Dünya Düzeni kuruluş öncesi işaretleri olması büyük olasılıktır.

Corona virüs nedeniyle müzik dünyası bir hayli zor durumda. Çünkü çalışma imkanları tamamen bitti. Müzisyenler ne yapacakları konusunda kararsız durumdalar.

“Hoş geldin bahar la la la…” diye şarkı söyleyen genç kızın sesi o günlerde neredeyse her köşe başında bulunan plakçıların kapı önüne koydukları hoparlörlerden yankılanmaya başladığında, takvimler 1974 yılını gösteriyordu.

Yalnız bizler değil tüm dünya insanları eşine az rastlanabilecek bir afetle karşı karşıyayız. Koronavirüsle yapılan karantina ağırlıklı mücadelede sağlık çalışanları çok ciddi mücadele verirken ölümleri azaltmak yüzümüzü güldürecek haberlerin başında geliyor.

"Bir kara sevda türküsü gibidir yaşamak, ah böyle yaşamak...Varsın olsun yine de güzeldir yaşamak, ah yaşamak..." diye yazmış 1978 yılında kanatsız melek Çiğdem TALU 'muz...

Erdoğan ortaya böyle bir laf attı ya, artık kimse geri duramıyor.

Hayat ne garip denmesinin sebebi ölüme dair olunca acı da vardı içinde. Gençlik yıllarıma ve tutkularıma dönüyorum da yıllar sonra böyle bir yazıyı yazacağım Hiç aklıma gelmezdi.

07.10.2006 tarihli resmi gazetede yayımlanan 5544 sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunuyla ulusal ve uluslararası meslek standartlarını temel alarak...

Dünyada kasvetli bir kış günü... Ama biliyorum ki senin bulunduğun alem günlük güneşlik...

Sene 1992. Türkiye’de pop müzik fevkalade bir patlama yapmış, özel radyolar, televizyon, klipler, kasetler derken pop oturup pop kalkıyoruz. O günlerin yeni televizyon kanallarından Show TV de bu furyaya bir pop müzik yarışması ile dâhil oluyor.