Covid-19 ve beraberinde ilan edilen pandemi ile birlikte müzik sektörünün oldukça zor ve çetin günler geçirdiği ortada. Tüm olanları olanca gerçekliği ve acısı ile her gün tekrar tekrar tüm gerçekliği ile yaşamaktayız. Müzisyenlerinin gelirlerinin sıfırlandığı son 1 yıldan bu yana ne yazık ki müzisyenlere gerektiği kadar maddi yardım yapılmadı ya da yapılamadı. Müzisyenler de ne yazık ki bu zor günlerde yeteri kadar seslerini duyuramadılar. En kısa sürede müzisyenlerin bir araya gelip gerek meslek birlikleri gerekse sendika çerçevesinde birleşmeleri artık bir mecburiyet haline gelmiş durumda. Müzisyenlerin bu zor günlerde kenetlenmesinin çok da kolay olmadığının farkındayım. Fakat Covid-19’un ne zaman ve hangi sonuçlarla biteceği tam olarak belli değilken böyle bir dayanışma için en doğru zaman bugünleri işaret ediyor. Covid-19 bir süre sonra bitse ve her şey eski haline dönse bile Covid-20 veya Covid-21 gibi başka bir salgının ya da müzik dünyasının sürekliliğini tehdit eden yeni bir krizin gelmesi ihtimaline karşı mutlaka müzisyenlerin bir arada olmaları gerekiyor. Var olan meslek birlikleri veya sendika etrafında birleşilebilir. Tüm egoları bir tarafa bırakarak ve kenetlenerek…
Diğer bir konu ise müzisyenlerin sosyal güvence sorunu… Müzisyenlerin büyük bir kısmı günümüz koşullarında kazandıkları yevmiyelerle herhangi bir sosyal güvence primini ödeyecek durumda değiller. Çünkü günlük veya haftalık olarak kazanılan yevmiyeler pandemiden önce de çok yüksek bir bedeli ifade etmiyordu. Covid-19 döneminden sonra zora giren işletmeler büyük ihtimalle yevmiyelerde veya daha farklı bir ifade ile kaşelerde belirli oranda bir düşüşe gideceklerdir. Pandemiden sonra kaç işletmenin ayakta kalacağı ise meçhul… Gidişat ne yazık ki bunu gösteriyor. Hal böyle olunca müzisyenlerin sosyal güvenlik sorunu daha da büyük bir şekilde orada duruyor olacak. Devletimizin bu noktada müzisyenler için daha uygun bir sosyal güvenlik primi modeli geliştirmesi gerekiyor. Müzisyenlerin gelirlerine göre daha kolay ödeyebilecekleri ve sürekliliği olan bir model üzerinde çalışılması gerekiyor. Müzisyenlerin emekliliği ve alacağı sağlık hizmetleri tehlikede… Hiçbir sosyal güvencesi olmayan müzisyen sayısı ise azımsanmayacak kadar fazla. Belki de ortak bir uzlaşı ile bu sorunu halledilebilecektir. Devletin ilgili kurumları ve yetkilileri ile müzisyenlerin ortak temsilcilerinin bir araya gelmesinin çok da zor olacağını düşünmüyorum. Yeter ki böyle bir işe niyet edilsin ve girişilsin. Meslek birlikleri, müzisyenler sendikası ve sektörün diğer bileşenleri ile bu konunun çözülebileceğini düşünüyorum. Böylece önümüzdeki vadede kayıt dışı bir müzisyen kalmayacaktır. Elbette müzisyenlerin kendilerinin kayıt altına alınmalarını istemesi şartı ile…
“Müzik Susmasın “adı altında düzenlenen proje kapsamında yaklaşık 30 bin müzisyen 4 ay boyunca aylık 1000’er TL olmak koşulu ile belirli bir seviyede gelir elde ettiler. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla bu tür bir yardım hiç olmazsa yaralara bir nebze olsun merhem oldu. Yapılan bu yardım yeterli mi? Asla yeterli değil fakat az önce belirttiğim gibi bir yaraya merhem olması anlamında değerlendirildiği takdirde maddi bir yardım çerçevesinde bir nebze olsun faydalı olduğu kanaatindeyim. Devlet eliyle yapılan bu yardım Nisan ayı itibari ile sonlandı. Bu yardımın sonlanması ile birlikte tam kapanma olarak ifade edilen önlemler alındı. Dolayısı ile sahneler ve mekanlar halen kapalı, müzisyenler ise işsiz. Pandeminin bitiş süresini uzmanlar bile tam olarak bilmiyor iken müzisyenlere bu zor günlerde yapılan yardımın en azından Eylül ya da Ekim ayına kadar devam etmesi gerekiyor. Kısa çalışma ödeneğinin uzatılması gibi müzik susmasın projesinin de mutlaka uzatılması gerekiyor. Belki de kişi sayısı olarak kapsamı genişletilerek ve belirlenen sürelerde başvuramayanları da içine alan yeni bir düzenleme ile… Sahneler yeniden açılana kadar ve daha kişi sayısı olarak daha kapsamlı bir şekilde.
Elbette süre sınırı olan bu tür yardımlar sadece geçici bir çözümü ifade ediyor. Hem süre hem de miktar olarak geçici olmaktan öteye geçmeyen yardımları sadece günü kurtarmaya yarıyor. Müzisyenlerin birlik olması ve kendi haklarını koruyan kurumların etrafında birleşerek ortak hareket etmeleri bu tür süreli yardımlardan çok daha önemli… Müzisyenlerin kendi özlük hakları konusunda atacakları adımlar ve ortak müzakerelerle geliştirilecek yöntemler çok daha kıymetli… Müzisyenlerin tabir-i caizse kendi göbeklerini kendilerinin kesmesi çok önemli. Covid-19 belasının müzik sektöründe birliği ve beraberliği sağlaması gerekiyor. Bugün müzisyenlerin yeni bir olası salgına ya da benzer bir krize karşı omuz omuza mücadele etmesinde daha doğal bir durum yok. Müzisyenlerin son yıllarda şahit olduğumuz meslek birlikleri seçimlerinde meydana gelen kavgaları bir kenara bırakıp bir arada olmaları hiç olmazsa yaşanması olası krizlerin önüne geçmemizi sağlayacağı kanaatindeyim.
Müziğin hiçbir zaman susmaması dileğiyle…
Sevgiyle kalın.
Kaan ÇAĞLAYANGÖL