Sahneler, Ah Sahneler!

Keşke Sahnelere Çıkıp Şarkı Söylesek… Özledik

Bir sene bitti ve ikinci seneye devir ettik. Hayatımızda ilk kez karşılaştığımız bu salgının hiç düşünmeden sürdürüp gittiğimiz yaşamı bu kadar etkileyeceğini bilseydik ne yapardık?

Halbuki ben sahneleri özledim, saçımı yaptırıp, şımşıkıdım giyinip, topuklularımı ayağıma geçirip sahneye fırlamak ve avazım çıktığı kadar şarkı söylemek istiyorum.

Geçenlerde bir stüdyodan online konser yaptığımda orkestramın da en az benim kadar çalma, söyleme özlemi içinde olduğunu farkettim.  Herkes normalde çaldığı şarkıların içini varyasyonlarla süsleyerek çaldı. İçimden mutlu mutlu güldüm.

Ses ile ilgili bir sempozyuma POPSAV adına Ömür Gedik ile katıldık ve orada hocalarımız ses sanatçılarının ve müzisyenlerin işe başladıkları anda ciddi sakatlanmalarla karşı karşıya olduklarını anlattılar.

Eğer nefesli veya telli veya vurmalı çalan müzisyen evde gerekli temrinleri yapmazsa sazını eline aldığı anda 1,5 senenin hareketsiz kaslarını zorlayacaklar.  Ses sanatçıları da öyle… ve ses tellerinde bir çok problem bizi bekliyor.  İstediğin kadar hareket etsen de şarkı söylerken kullandığın kaslar oturuyor şu an. 

İnşallah onlar da bize bir rapor hazırlayacaklar. Şarkı söylemenin açık havada zarar getirmediğini anlatacaklar. İnşallah bilim kurulu bizi dinler de Ekim ayına kadar bir şeyler açılır.

Açıklanan türlü çeşit kurallar var. Bizim ilgilendiğimiz tek şey bir an önce çoğunluğun aşılanarak bulaş riskini ortadan kaldırılması. İngiltere ‘de, Çin ‘de, Yeni Zelanda ‘da konserlerin başlaması aşılanmanın önemini önümüze koydu.

Açık havadaki aktivitelerde dikkat edildiği takdirde bulaş olmayabilir.   En büyük bulaşma evlerde oluyor. Kapalı ortamlarda kalan aileye bir de dışardan ziyaretçi gelince ortalık toz duman… Ispatı Karadeniz bölgemizde…

Bu dönem biraz da kendi içimize döndük. Çaresizlik insana neler yaptırıyor gördük.  Herkes şapkasını önüne koyarak işini gözden geçirdi.

Sadece ses sanatçıları değil orkestralar ve saz sanatçıları, organizatörler, asistanlar, ses ve ışıkçılar, dansçılar, vokal grupları, rodiler, kuaför ve makyözler, kostüm dikenler, ayakkabıcılar, parfüm ve kozmetik malzemesi satıcıları, prova stüdyoları gibi sektörler bir kez daha nerde eksik veya yanlış yaptığını düşünmeye başladı.

Sektörün uzun süre açılamayacağını hesap edenler de kendini farklı dallarda geliştirmeye çabaladı. Dijital iş yapanlar çoğaldı.

Eğlence sektörü pek de dijitale gelmez. Sanatçı görmek, hissetmek ister.

Birlik beraberliğin öneminin daha çok anlaşıldığı bu dönemde tüm müzisyen dostlarıma sevgilerimi sunuyorum.

Keşke bir yerlerden sigortalı olsalardı işsizlik maaşı alırlardı. Keşke iş veren arkadaşlarım herkesi sigortalı çalıştırsaydı devletten yardım alabilirlerdi. Keşke sanatçı arkadaşlarım günlük de olsa müzisyenini sigortalayabilseydi…

Bir tırnaklık tutunacak yerin önemini biraz derinden bakan daha iyi anlayacak.

Bitsin artık bu korona illeti… Şarkı söylemek istiyorum arkadaş…

Zeliha SUNAL

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*